Özgürlük ve Eşitlik Tanrısı adıyla,
Benim adım Hoda Khamosh, Afganistan’daki milyonlarca kadın arasından birisiyim. Burada herhangi bir siyasi grubu veya fraksiyonu temsil etmiyorum. Kabil’de beş ay sekiz gündür Taliban yönetimi altında yaşamaktayım. Buraya, dünyanın sorumlu olduğu baskı ve teröre karşı Afganistan sokaklarında protesto eden Afganistanlı kadınların mesajını yaymak için Norveç hükümetinin daveti üzerine geldim. Burayı kamçıların ve kurşunların gölgesinden hayatta kalmayı başararak geldim.
Benim burada söylediğim, felaket ve yıkımın ortasında kalmış milyonlarca vatandaşın sözleridir. Şu anda Taliban tarafından cinsiyet ayrımcılığına maruz kalan milyonlarca kadının sözleri. Sistematik olarak ortadan kaldırılan, reddedilen, aşağılanan ve hala da aşağılanıyor olan kadınların sözleri.
Kabil’i ele geçirdikten sonra Taliban; suikast ve zorlama aracılığı ve buna ek olarak Afganistan’ın büyük bir bölümünü oluşturan azınlık gruplarını marjinalleştirip ortadan kaldırmayla tek hizip rejimi yarattı. Son beş ayda Taliban, vatandaşların temel haklarını reddetti; eğitimden mahrum bırakılan kadınları evlere hapsettiler, çoğunluğu Afgan Ulusal Güvenlik Güçlerinin eski üyeleri olan muhaliflerine işkence ettiler ve onları öldürdüler, azınlık gruplara karşı sistematik ayrımcılığı sürdürdüler. Ayrıca Taliban, “Fazilet Yayma ve Ahlaksızlığı Önleme [Bakanlığı]” adı altında insanların inanç ve davranışlarını denetleme araçları da yarattı.
Şimdi dikkatinizi son beş ayda meydana gelen birçok uzun suç ve suikast listesinden sadece birkaçına çeviriyorum.
Acılarını binlerce kilometre öteden kemiklerimle hissediyorum ve Taliban işkencesi altındaki çığlıklarını duyuyorum. Soru şu: Taliban neden bizi Kabil’deyken hapsediyor ve şimdi burada, Oslo’da bizimle müzakere masasında oturuyor? Tüm bu işkence ve baskılar karşısında uluslararası toplum ne yapıyor? Tüm bu baskı ve suikast gözlerinizin önünde gerçekleşiyor. Sessiz kalarak veya Taliban’a müsamaha göstererek, Afganistanlı erkeklere ve kadınlara karşı işlenen bu suçlardan ve baskılardan kısmen siz sorumlusunuz. Afganistan’a geri dönüyorum ama bizi neyin beklediğini bilmiyorum. Norveç Dışişleri Bakanı’na soruyorum, nasıl oluyor da uluslararası hukuku çiğneyen ve kara listeye alınmış (uluslararası yaptırım listesindeki) kişileri ülkenize davet ettiniz? Bu, [Taliban rejiminin] dolaylı olarak tanınması değil mi?
Afganistan’daki kadın protestocular adına, Afganistan’da sivil düzeni yeniden sağlamak ve normale döndürmek için aşağıdaki dört maddeyi öneriyorum:
İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi ve Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşmelere göre, her insanın insanlık dışı ve insan hakları karşıtı yasalara aykırı olarak barışçıl toplanmalara katılma hakkı vardır. Biz protestocu kadınlar sadece “Yemek, İş ve Özgürlük” sloganıyla haklarımızı talep ettik. Ancak Taliban bizi tutukladı, işkence yaptı ve aşağıladı.
Afganistan ve başta kadınlar olmak üzere tüm yurttaşların haklarına ve eşitliğine saygı gösterilmesi için mücadelemizde yeni dönem beş ay sekiz gün önce başladı ve daha gidecek çok uzun bir yolumuz var. Uluslararası toplumun, gözlerini bizden eksik etmemesi gerekiyor.
Özgürlük ve eşitlik umuduyla,
Hoda Khamosh
Oslo, Norveç
Nazeela Elmi tarafından orijinal Farsça metni ve İngilizce çeviri metni üzerinden çevrilmiştir.